Loader

Geleceğin Kimlik Teknolojisi: Digital Identity

Geleceğin Kimlik Teknolojisi: Digital Identity

Hızla gelişen teknoloji, değişimi de beraberinde getiriyor. Kullandığımız web sitelerinin ve mobil uygulamaların sayısı günbegün artıyor. Kaç farklı internet sitesinde üyeliğiniz olduğunu ve telefonunuzda kaç mobil uygulama yüklü olduğunu hiç düşündünüz mü? Bu uygulamaların hepsi ayrı ayrı giriş yöntemleri, farklı şifreler, farklı doğrulama sistemleri ve güvenlik protokolleri kullanıyor. Hizmet veren kurumların ve uygulamaların öğrenmek istediği şey “Sen kimsin?”.

Her kurum veya uygulama, bilgilerimizi kendi sistemlerinde saklayıp bizi tanımaya ve doğrulamaya çalışıyor. Fakat her kurumun bize ait bilgileri kendi sistemlerinde ayrı ayrı saklaması, modern dünyanın gereksinimlerini yeterince karşılamıyor. Kimlik ve kişisel bilgilerimizi, talep eden her kurumla ayrı ayrı paylaşmak durumunda kalıyoruz. Bir örnek vermek gerekirse; “Harry Potter” filmini sinemada izleyebilmeniz için 12 yaşından büyük olmanız gerekiyor. Bilet almak istediğinizde bilet görevlisi ya da web sitesi yaşınızı doğrulamanız için sizden kimlik bilgilerinizi talep ediyor ve belki de tüm bilgileri kendi sistemine kaydediyor. Başka bir sinemaya gittiğinizde ise yine aynı durumla karşılaşıyorsunuz, tekrar kimlik bilgilerinizi veriyorsunuz ve bilgileriniz ayrı bir yere kaydediliyor. Aslında, bu doğrulama için tüm kimlik bilgilerinize ihtiyaçları bile yok. Doğrulamaları gereken tek şey, yaşınızın 12’den büyük olduğu. Bu ve bunun gibi durumlarda, sadece gerekli bilgilerimizi paylaşmamıza olanak tanıyan “Dijital Kimlik” sistemleri devreye giriyor.

Dijital kimlik nedir, ne işe yarar?

Dijital kimlik, bireyleri dijital dünyada temsil eden bütün bilgilerin bir araya gelmiş haline verilen isimdir. Dijital kimliklerde temel kimlik bilgilerinin yanı sıra, sağlık kayıtları, eğitim bilgileri, vize ve pasaport bilgileri veya üyelik detayları gibi ek bilgiler de bulunabilir.

Dijital kimlikleri kullanışlı kılan önemli bir özellik, birçok farklı platformda bilgilerin toplanması yerine kişinin kendi kontrolünde merkezi olarak tutulması ve gerektiğinde kontrollü olarak paylaşılmasıdır. Bu sayede paylaşmak istemediğiniz bilgilerinizi paylaşmama seçeneğine sahip olabilirsiniz.

Firmalar, müşterilerinin kimliklerini doğrulamak ve bilgilerini kontrol etmek için de dijital kimlikleri kullanır. Dijital kimlikler bir firmanın kendi merkezi veri tabanında tutulabilir. Ancak bunun yerine, yüksek güvenlikli, güvenilir, dış müdahalelere kapalı ve merkeziyetsiz bir yapıya sahip olan blok zincir teknolojisi, dijital kimlik bilgilerini saklamak için en iyi seçenek olacaktır. Blok zincir tabanlı “Dijital Kimlik” sisteminde oluşturulacak “Dijital Kimlik Cüzdanları”nda bilgilerin tutulması, kullanıcıların bir mobil uygulama ya da platform üzerinden tüm bilgilerini görebilmesini ve yönetebilmesini sağlayacaktır.

(Blok zincirler hakkında daha detaylı bilgi edinmek isteyenler, geçen ay paylaştığımız “Blok Zincir” yazımızdan faydalanabilirler.)

Dijital kimlikler nerelerde kullanıyor?

Dijital kimlikler, kimlik kontrolleri gibi genelde, insanlar tarafından fiziksel olarak yapılan işlemleri hızlandırır ve kâğıt kullanımını azaltır. Bu sebeple, özellikle devletler tarafından dijital kimliklerin denenmesi adına pilot projeler başlatılmıştır. Sayıca fazla olmasalar da, bu projelerin çoğu başarı ile sonuçlanarak kullanıma açılmıştır.

Dikkatimizi çeken projeler;

  • Amerika Birleşik Devletleri’nin bazı eyaletlerinde geçerli olan  “Dijital Ehliyet”  sistemi, buna özel olarak tasarlanmış mobil uygulama ya da Apple’ın cüzdan uygulaması üzerinden fiziksel sürücü belgenizi tanımlamanıza olanak tanıyor. Bu sayede fiziksel sürücü belgeniz yanınızda olmasa bile ehliyetinizi cep telefonunuzda taşıyabiliyorsunuz.
  • Estonya vatandaşları, Estonya’nın oluşturduğu dijital kimlik kartlarını kullanarak online ortamda vergi ödeyebiliyor, oy kullanabiliyor ve belgelere elektronik imza atabiliyorlar.
  • Almanya’da hayata geçirilmeye başlanan IDunion projesi, güvenli ve birbirine uyumlu bir dijital kimlik ağı oluşturmayı amaçlıyor. Bu ağ, Uluslararası Dünya Geniş Web Konsorsiyumu, Merkezsiz Kimlik Vakfı ve Güven Üzerine İnternet Protokolü Vakfı tarafından belirlenen standartlara uygun olarak oluşturuluyor. Bu sistem, kullanıcıların, şirketlerin ve kurumların dijital kimlik kullanabilmeleri için altyapı oluşturmayı hedefliyor.
  • Yunanistan vatandaşları, “Gov.gr” dijital cüzdan uygulaması üzerinden ülke sınırları içerisinde geçerli dijital kimliklerini alabiliyorlar. Bu sayede vatandaşlar, devlet kurumlarında ve firmalarda dijital kimliklerini kullanabiliyorlar. Ayrıca, Aegan Havayolları yurtiçi uçuşlarında yolcuların bilgilerini dijital kimlik üzerinden kontrol edebiliyor.
  • Delta Havayolları, Amerika Birleşik Devletleri’nde dijital kimliğe geçiş denemeleri gerçekleştiriyor. Şu an belirlenen birkaç eyalet arasında geçerli olan dijital kimlikler ile yolcular fiziksel belge taşımadan uçabiliyorlar. Delta Airlines, dijital kimliği destekleyen uçuş noktalarını yakın zamanda artırmayı hedefliyor.
  • Finnair, Finlandiya polisi ve Finavia’nın işbirliğiyle dijital pasaport projesi Finlandiya’da uygulanmaya başladı. Bu proje sayesinde Finlandiya vatandaşları, Helsinki ve Birleşik Krallık arasında uçuş gerçekleştirdikleri zaman fiziksel pasaport yerine akıllı telefonlarındaki dijital kimliklerini kullanabiliyorlar.
  • KLM Havayolları’nın IDEMIA ile yaptığı işbirliği sonucunda oluşturduğu “Dijital Seyahat Kimlikleri” sayesinde, Kanada ve Hollanda vatandaşları IDEMIA’nın mobil uygulaması üzerinden dijital pasaportlarını oluşturabiliyorlar. Bu dijital pasaportlar, KLM’nin Kanada ve Hollanda arasında yaptığı uçuşlarda boarding ve check-in işlemlerinde kullanılabiliyor.
  • NEC ve SITA’nın beraber geliştirdiği dijital kimlik sistemine Miami Havalima’nında yer alan kiosk üzerinden kayıt olan yolcular, check-in, boarding, bag-drop, güvenlik geçişi işlemlerini biyometrik verileri yardımıyla belge kullanmadan tamamlayabiliyor.
  • Lufthansa Havayolları, Travel ID adını verdiği dijital kimlik programına üye olan yolcuların bilgilerini yolcuların isteği üzerine Lufthansa Group’a dahil olan tüm firmalarla paylaşıyor. Bu sayede yolcular, Lufthansa, Eurowings, Swiss havayollarının web sitelerine ve sadakat programlarına tek bir kullanıcı hesabı üzerinden erişebiliyorlar.

Ortaklığımızda bu teknolojiyi nasıl kullanabiliriz?

Birçok kurum ve kuruluş dijital kimlik teknolojileri kullanan pilot projeler yürütmüş olsa da, bu teknolojinin havacılık sektöründe denemelerden öteye geçemediği görülüyor. Bu alandaki yeni gelişmelerin hız kazanması sebebiyle ortaklığımızda kullanabileceğimiz bazı potansiyel kullanım önerilerini derledik.

  • IATA ve Avrupa Birliği gibi güvenilir kurum ve kuruluşların oluşturacağı dijital kimlik ağı sayesinde, dijital kimliklere kaydedilecek biyometrik, pasaport ve vize verileri kullanarak yolcuların bilgileri hızlıca doğrulanabilir. Havalimanı içerisindeki (check-in ve boarding gibi) kontroller dijital kimlik üzerinden sağlanarak, yolculara kesintisiz bir seyahat deneyimi yaşatılabilir. OliverWyman, 2030 yılına kadar kâğıt pasaportların ve biniş kartının yerini dijital kimliğe bırakacağını, yolcuların bilgileri kolaylıkla doğrulanarak kesintisiz bir seyahat tecrübesi sunulacağını öngörüyor.
  • StarAlliance, OneWorld, SkyTeam gibi havayolu ittifaklarında yer alan havayollarının her biri için ayrı ayrı üyelik açmak yerine, devletler tarafından oluşturulacak dijital kimlik sistemi sayesinde, havayolları için üyelik açarken dijital kimlik üzerinden üye olunması sağlanabilir. Bu sayede tek bir kişi, tek kimlik ile havayollarına ve sadakat programlarına üye olabilir.
  • Havayolların yapacağı işbirliğiyle oluşturulacak dijital kimlik cüzdanları, yolcunun bagaj etiketi bilgilerini de saklayabilir. WorldTracer gibi sistemlere alternatif olabilecek bu senaryoda, kaybolan bagajların hızlıca yolcuların dijital kimlikleri ile eşleştirilmesi ve kimlikte yer alan bilgilerle yolcularla iletişim kurulması mümkün olabilir.
  • Uçuş ertelenmesi veya iptali durumunda tazminat, yemek ve otel voucherları otomatik olarak dijital kimliklere tanımlanabilir. Bu sayede yolcular anlaşmaları otellere ve restoranlara gittiklerinde dijital kimlikleri üzerinden kontrol edilerek, ek bir belge götürmelerine gerek kalmadan hizmet alabilir.
  • Özellikle pandemi sonrası dönemde önemi artan sağlık bilgileri, aşı durumu ve son test sonuçları dijital kimliklere işlenerek hızlı ve güvenli bir kontrol süreci sağlanabilir. Bu sayede karantina veya belirli test gereksinimleri olan bölgelere yapılan seyahatlerde yolcuların durumları hızlıca değerlendirilir.
  • Yolcuların seyahat esnasında yaptıkları tercihler dijital kimliklere kaydedilerek, kişiselleştirilmiş öneriler ile seyahat deneyimi yaşatılabilir. Örneğin; daha önceden Türk Hava Yollarıyla uçmuş bir kişinin “tavuk yemeği tercih ediyor” bilgisi dijital kimlik kartına not alınarak, kişinin diğer havayollarıyla yaptığı uçuşlarda da bu bilgilere dikkat edilerek yolcuya yemek servisi yapılabilir.
  • Devletler tarafından oluşturulacak dijital kimliklere kaydedilecek banka bilgileri sayesinde, bilet sınıfı yükseltme, ekstra bagaj hakkı satın alma gibi işlemler anında gerçekleştirilebilir.

Dijital Kimlikler uygulanırken ne gibi engellerle karşılaşılabilir?

Dijital kimliklerin sunduğu fırsatlara rağmen, bu teknolojiye geçişte bazı zorluklar bulunuyor. World Economic Forum’a göre, bu kimlikler çok güvenli bir yerde saklansa bile, siber saldırıya maruz kalma riski taşıyor. Kimlik bilgilerinin ele geçirilmesi halinde, bu kimlikler kullanılarak kişisel veya kurumsal tüm dijital bilgilere izinsiz erişim mümkün hale geliyor. Bu da kullanıcıların dijital kimliklere olan güvenini olumsuz etkiliyor.

Diğer bir engel ise,  The World Bank’in verilerine göre dünya genelinde 850 milyon kişinin hala fiziksel bir kimlik kartına sahip olmaması, bu kesimin dijital kimlik sistemlerine geçişini ve bu sistemlerin etkin bir şekilde kullanımını zorlaştırmasıdır.

Eğer aklınıza potansiyel başka kullanım senaryoları gelirse, bize ulaşmaktan çekinmeyin. Birlikte değerlendirelim 🙂